Haberin Sesi Gazetesi

2007’den beri ve özelikle 2011 seçiminden bugünlere işlerin Türkiye’de işlerin çok iyi gitmediğini artık herkes AK Partisinin aklı başında olan yöneticisi ve üyeleri bile söylüyor. Türkiye’de işler iyi gitmiyor. Üç alanda ciddi problem var.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, “ Benim CHP’ne katılmam nedenimle, CHP’nden bu toplumun ne beklediğini sorusuna cevap aşağı yukarı örtüşüyor.2007’den beri ve özelikle 2011 seçiminden bugünlere işlerin Türkiye’de işlerin çok iyi gitmediğini artık herkes AK Partisinin aklı başında olan yöneticisi ve üyeleri bile söylüyor. Türkiye’de işler iyi gitmiyor. Üç alanda ciddi problem var. Bunlar yavaş yavaş toplumun değişik kesimleri tarafından algılanmaya başlanıldı. Toplumsal barışın ciddi bir şekilde bozulmakta olduğunu insanlar görüyor ve endişe ediyorlar. İnsanlar tedirgin.

Türkiye’yi Kuşatabileceği Konusunda İnsanlarda Çok Ciddi Endişe Olmaya Başladı

Tekrar 12 Eylül öncesine hatırlayanlar, öncesi çatışmalar toplum ciddi bir şekilde sıkıntılı olarak toplum çözülerek birbirlerine karşı kışkırtılıyor. Acaba ne oluyor. İnsanlarımız güvenliğimiz bile tehdit altında mı bile sorusunu sormaya başladılar. Bu soru etrafımızdaki ülkelerde olup bitenler her gün televizyonlarda izlenilmekte. Artık etrafımızda olup bitmiyor artık Türkiye içerisinde uzantılarının can kayıbına kadar etkilerini görüyoruz. Hatayda baltama olduğunda insan kayıbına neden oldu, sonrasında 6-7 Ekimde yaşananlar bunun kitlesel olacağı ve tüm Türkiye’yi kuşatabileceği konusunda insanlarda çok ciddi endişe olmaya başladı. 

Türkiye’nin Dış Politikada Kapımıza Dayandığı Ve Hepimizi Rahatsız Eden Sıkıntılar Var.

Ekonomide işlerin gitmediğine dair, Ekonomide ticaretle ve parayla uğraşanlar bunları görüyorlar. Ne oluyor, Türkiye de yeni bir kiriz mi oluyor sorusu, ciddi bir şekilde sorulmakta. Türkiye savaşa girermi? Girmezmi sorular sorulmakta. Tezkereler çıktı. Başbakan Cumhurbaşkanı Suriye’ye girmekten söz etmekte. Obur taraftan Iraktaki güvenlik ortada, Türkiye’nin dış politikada kapımıza dayandığı ve hepimizi rahatsız eden sıkıntılar var.

CHP’le İlgili Uzun Yıllardan Kalma Olumsuz Algı Problemleri Var

Toplumda istikrar dediğimiz artık eskisi gibi sağlıklı şekilde gitmediği, Türkiye’de işler eskisi gibi iyi değil. Ne olacak soruları sorulduğu anda İktidara baktığımızda bu kiriz öncesi ülkeyi yönetebilirimi? Tekrar eski konuma dönebilirimi?  Buna bakıyoruz. Bunlar iktidarda kalmazsalar kim gelir ne olur. Bu sıkıntıları kim nasıl, hangi siyasi ekip önleyebilir. Sıkıntılar toplumsal çatışmayı, toplumsal barışın bozulmayı kim önleyebilir. Ekonomini bu götü gidişini kim durdurabilir. Türkiye’nin uluslar arası ilişkilerini kim tamir edebilir. Bu sorular sorulmakta, ezber olarak hemen muhalefet partisi CHP’ne bakılır. İnsanlar CHP’ye bakıyor. CHP ise toplumda ciddi algı problemleri var. Türkiye seçmenin büyü kısmı %65 muhafazakâr sağ kısmı CHP’le ilgili uzun yıllardan kalma olumsuz algı problemleri var.

Toplumsal Barışın Bozulmasının Yeniden Çözümlenilmesi Zor Olur.   

Türkiye de eğitim, alt yapı, ekonomi bozulur ama çözüm bulunarak cözelir. Uluslar arası ilişkiler bozulabilir yinede cözelir. Ama bir şey var ki Toplumsal barışın bozulmasının yeniden çözümlenilmesi zor olur. Eğer bu toplumda Irak, Suriye deki gibi toplumsal barışın ciddi bir şekilde bozulacağı bir gelişme olursa bunun tamir edilmesi mümkün olmaz. Yol bozuldu zarar verdi, yeniden yapılır. Ama Suriye’de olup bitenlerin onlarca yıl tamir edilebilinmesi mümkün değildir.

Bu Kimlik Siyasetleri Tehlikeli Noktalara Geldi

Kimlik siyasetleri devam etmekte, siyaset kimlikler ve yaşam tarzları üzerinde yapılmakta. Şu tarzda olanlar burada yapacaklar, yaşam farkı olanlarda başka yerde siyaset yapacaklar. En keskin şekilde de 12 yıldan beri Cumhurbaşkanı Erdoğan yapıyor. CHP’de kimlik siyaseti yapıyor. Bu kimlik siyasetleri tehlikeli noktalara geldi. Çünkü AK Partisinin usta genel başkanı ve şimdi Cumhurbaşkanı bunu öyle dip vurdurdu ki, öyle keskin noktaya getirdi ki kendi seçmenini öyle kontrol etikti, diğer azınlık guruplar normalde seçim yoluyla iktidara gelme mümkün olmayacak, karamsarlık umutsuzluk şeklinde buna inanmaya başlanıldı. Bu çok tehlikeli bir şeydir. Türkiye’de her hangi bir demokratik ülkede bir gurup, toplumun bir kesimi hiçbir şekilde seçim yoluyla iktidara gelinmez, yâda seçim yoluyla bize haktan hukuktan mahrum eden bu diktatör değişmez. Bu çok tehlikeli bir şeydir. Bütün iç çatışmaların temeli budur. Tabiî ki kimlik sorunlar ve benzeri sorunların temelinde bu var.

CHP’ne Geliş Sebebimde Budur. Ancak Ve Ancak Bunu CHP’si Durdurabilir.   

AK Parti ilk kurulduğu günlerde beli bir tabandan hareket ederek topluma yayıldı her kesimden insanlar orada vardı. Türkiye’de bu reform değişim isteği bunu üzerinde oturdu. Yükselerek günümüze geldi. Beli bir şeyden sonra, iktidarlığını perçinledikten sonra diğer kimlikleri uzaklaştırarak mahrum etmeye çalıştı. Bu insanlar seçim yoluyla değişmez bunlar hakkımızı teslim etmez düşüncesi başladı. Gezi günlerinden sonra seçimin dışında yollar aranmaya başlanıldı. İnsanlara adres olarak sokak verilmeye başlanıldı. 6-7-8 Ekim olaylarında o akşam televizyonlar erkenden bayrak yakılması, Atatürk büstü kırılması haberleri vermeseydi, tüm muhalif kesimler sokakağa çıkacaktı. Gezi günlerinde çok daha yaygın şekilde şiddet içeren gösteriler olacaktı. Bu gösterilerin nerede duracağı kimsenin bilmesi kestirmesi beli değildir. CHP’ne geliş sebebimde budur. Ancak ve ancak bunu CHP’si durdurabilir.

CHP’nin Tek Rakibi CHP’sidir.

Eğer CHP’si kimlik siyasetinden çıkarsa ben bu oyunu oynamam derse, dememesi için hiçbir sebep yok. Çünkü CHP’si Sosyal demokrat parti olduğunu dektera ederek, programında yazmakta. Sosyal Demokrat olmak demek kimlikleri, inançları yaşam tarzları siyasetin alanından çıkarıp hakça özgürleşme alanı içerisine koymak demektir. Sosyal demokrat şemsiyenin içerisinde üst kimlikler, tüm inançlar, mezhepler, yaşam tarzları herkes siyaset yapabilir. CHP’si böyle partidir. CHP içerisinde Türkiye’de mevcut kimliklerin tamamı az ve yâda çok tamamı yer almakta. Bundan dolayı tek kitle partisidir. CHP’si kitle partisidir. CHP’nin tek rakibi CHP’sidir.

Seçimler nisan ilk haftaları, mart ayı sonlarında yapılacağı konuşulmakta. Bu seçimde CHP’nin ciddi bir başarı göstermesinin önündeki engel rakip ne AK Parti, Ne MHP, HADEP’tir. CHP’si karşısındaki rakip CHP’sidir.

Dindar Olduğum İçin Özgürlükçüyüm                                                                                 

Ben dindar bir insanım. Siyaset yaparken de dindar kimliğimden taviz vermiyorum. Bana göre dindar bir siyasetçi insan hakları savunucusu olur, özgürlük ve eşitliği savunur. Ben hayatım boyunca bunları savundum. Dindar olduğum için savundum. Böyle yaptığım için de ben hiçbir zaman kendime solcu filan dememiş olmama rağmen herkes Müslüman sol gibi tanımlamalar yaptı. Bundan rahatsız olmuyorum. 
Bir mağdurun kimliğine bakmadan yanında durabiliyorsanız, bir zalimin kim olduğuna bakmadan karşısında durabiliyorsanız insan hakları savunuculuğu budur. Ben siyasete girmeden de her yerde hayatım boyunca bunu hep yapmaya çalıştım. Dindar olmaktan da gurur duymaktayım.”Açıklama yaptı.

CHP Eski ilçe başkanı ve belediye başkan adayı Adil Aktan, CHP Ümraniye ilçe yöneticileri, Mahalle başkanları,İstanbul il belediye meclis üyesi Grup başkan vekil Ertuğrul Gülsever,Ümraniye belediye meclis üyeleri Nevzat ŞELİMEN, Nevzat Yıldırım,İlhan Kınalı, İlyas Hayal,Ali Haydar Bıçakçı, Celal Kale, Hasan Sadet,25 Dönem 1.Bölge Mv.Aday Adayı Ali Yıldız ve çok sayıda partili katıldı.