Haberin Sesi Gazetesi

CHP Ümraniye ilçe başkanlığı toplantı salonunda bölge yerel basın mensuplarına kahvaltı düzenleyerek 17 Nisanda yapılacak olan referandumla ilgili ilçe başkanı Cafer Aktürk önemli açıklamalar yaptı.

“Turgut Özal’ın gelmesiyle tarıma yönelik ekonomi politikasıda darbe aldı.”

Bölge yerel basına açılış konuşmasında ilçe başkanı Cafer Aktürk, “Ülke olarak zor radikal sürece giriyoruz, bu adımlar 1980 darbesiyle atılmaya başlanıldı. İlerleyerek bugünlere gelindiğini görebiliyoruz.

1980 darbe sonrasında hükumette Turgut Özal’ın gelmesiyle tarıma yönelik ekonomi politikasıda darbe aldı. Avrupa’nın dayatmasıyla bizlerin doğrudan desteklenmemesiyle tarım alanlarımızın öldürülmesi sağlanıldı. Boşalan tarım arazilerinin yerlerine konutlar yapılarak, belirli bedellerin fazlasıyla kazanılmasıyla tarımcılık yapmayarak oturdukları yerde para kazanmayı tercih ettiler. Belli bölgelerde de tarım alanlarının imara açılması Adapazarı, Tekirdağ, İzmit bölgelerinin tarıma verimli olmasına rağmen imar rantına kurban edildi, edilmeye de devam ediliyor. Buğdayda yeterli olan ülke, hayvanların yediği samanı ithal alma durumuna gelinildi. Bu noktada yeniden el atılarak istenilen seviyeye getirilmeye ihtiyaç var.

İnşaata dayalı büyümeyle, üretim tamamen devre dışı bırakılmıştır.

Türkiye’de 1950 yıllardan beri sağ iktidarlığı hükümetlerin yönetimleriyle devam edilerek gelinen sonuçta solun fazla iktidar olamadığı ülkede gelinen süreçte bahsetmekteyiz.

Mevcut iktidar adına büyüme dediğimiz aslında da büyümenin tersine inşaata dayalı büyümeyle, üretim tamamen devre dışı bırakılmıştır.

AK Parti hükümeti baba mirasını yiyen yaramaz çocuk gibi,

AK Parti hükümeti ekonomide son noktaya gelinmiştir. İnşaata dayalı ekonomiyle büyüme ile kalkınmaya kalkışırsanız bir gün tükeneceğini hepimiz gördük. Ekonominin başlıca sebebi bu, bu ekonomik krizden çıkışın yolu da yeterli kredinin bulamadıkları varlık fonu dedikleri, rehin fonu Cumhuriyetin kazanımları olan özelleştirilmeyen fon kuruluşlarla şu anda rehin verilmiş durumdadır.

Varlık fonu dünyada karşılığı ihracat ve gelir fazlası bir imkânın bir şekilde değerlendirilerek yarınlarda gelen kuşakların, o değerin yitirilmeden ekonomiye katılması veya gelecek kuşakların bunu yönetmesi için kurulmuştur.

Gelinen noktada tam tersi gelecek kuşaklara bırakın ki gelecek kuşakları servetinin şu anda mirasını harcıyoruz. AK Parti hükümeti baba mirasını yiyen yaramaz çocuk gibi, Türkiye’nin geleceği için mal varlığını tüketmiş durumda, tüketmeye devam ediyor. Varlık fonunu, rehin fonuna verilerek elden çıkarılmış durumdadır.

Böyle sıkıntı var, Ekonomik gidişat çok iyi değil,

Osmanlı zamanında kurulan PTT, Türkiye Cumhuriyetinde Atatürk zamanında ve devamında kurulan kuruluşlardır. AK Parti hükümetinin 15 yıl içerisinde üretime dayalı yaptığı bir kuruluşu yoktur, ben hatırlamıyorum. Yol ve köprü iyidir yapılması lazım ama şu anda karın doyurmuyor. Gelecek kuşaklara gelir olaraktan kalmıyor. Üretime dayalı mutlaka olması gerekmekte, AK Parti Hükümeti 15 Yıl öncesi 90 lı yıllarda çok severek ayda bir fabrika projesi yapar bitirirdik, Âmâ AK Parti iktidarında yılda bir tane proje geldiğinde öpüp başımızın üstüne koyuyoruz. Ayda bir, yılda bir idi, son üç yılda bir proje gelirse de öpüp başımızın üstüne koyuyoruz. Böyle sıkıntı var, Ekonomik gidişat çok iyi değil.

Türkiye’nin milli birlik hükümetine ihtiyacı var

Türkiye’nin milli birlik hükümetine ihtiyacı var. Hızlı bir şekilde ekonomik sıkıntı daralmasında çıkılmasına ihtiyaç var. Bozulmasına sebep olan AK Partinin bunu toparlaması mümkün değil,2001 yılında ciddi bir kriz yaşandı, yapılan yapısal değişikliklerle ekonomik program ortaya konuldu, yaptığı en akıllı iş bu programa dokunmadan aynen uyguladı, ilk döneminde meyvelerini yedi. Krizden çıkmış ekonomiyi devir aldılar. Belli noktadan sonra yeni revizyona ve programa ihtiyaç vardı, bu programı yapamadığı içinde şu anda büyük bir sıkıntıyla baş başayız.”

Modernleşmeyi bir kenara bırakıp tam tersine karanlığı giden bir ülke.

Siyasi yönünde konuşmasına devam eden Cafer Aktürk, “2002 yılında AB ile yapılan görüşmelerde hızlı kararlar toplum genelinde umut yaratılmıştı. Toplumun modernleşmeye yönelik planı çizilmişti, o yönde ilerliyor olunması toplumda umut yaratılmıştı.

Bu yol çizmenin ülkenin tamamen ülkenin niyetine iyice yerleşme anlamında yolda giden araç olarak kullanıldığını görebiliyoruz. Çünkü hedef başkaymış, AB’den uzaklaşan, tam tersine orta doğuya yakınlaşan ülke. Modernleşmeyi bir kenara bırakıp tam tersine karanlığı giden bir ülke. Bunu eğitimde görebiliriz,15 Yıllık iktidarında değişen Milli Eğitim bakan sayısı yedi bakan değişmiştir. Eğitimsiz biat eden toplum yaratılması isteniliniyor. Cumhuriyet değerleri olan kurucu ayarlarını tamamen hafızalardan silinmesi için bilinçli olarak uygulanıldığını düşünüyorum. Dünya ölçeğinde de bakıldığında da eğitimde de son sıraralara doğru ilerliyoruz.

Ekonomide ilk 17’nin içinde olan bir ülkenin eğitimde bu kadar gerilerde olması gidişatımız için hiç iyi bir durum değildir. Gittikçe de bozulmaya devam ediyor. Halk tarafından yollar, tüneller yapınca da projelerin toplumda büyük algı yapılarak topuma anlatılınca da inşaata dayalı büyüme olunca da bir iş hacmi vardı, bu iş hacmiyle bunlara birim verdi.

Hükümet her defasında kandırıldık denilerek bu çözüm sürecine son verildi

Büyük ortakları bugün değerlendirdikleri FETÖ Sanal bir Ergenekon dosyası ortaya koydular. Benzerinde bir Balyoz Türk Silah Kuvvetleri tamamen yok edilmesi ve tamamen parçalanmasına sebep oldular. Çözüm sürecinde Habur’da özel kurulan çadır mahkemeler af çıkartılarak binlerce terörist ülkeye yasal olarak girilmesi sağlanıldı. Yıllarca hendek kazılarak bombalar konulmasına göz yumuldu. O süreçlerde kendileri açık açık itiraf ettiler. Her defasında mevcut hükümetin kandırıldık denilerek bu çözüm sürecine son verildi. Milliyetçilik öne çıkan uygulamaya yönenildi. Ekonomik olarak kadrosuyla yol alan FETÖ olayında da yine kandırıldım dedi. Onun 15 Temmuz darbesiyle yüz yüze kaldık. Bunu tamamen sebebi mevcut iktidar. Bu kendi yarattığı enkazın altından kalkması mümkün değil.

Tek adam rejimi gerçekleşirse Türkiye’nin ciddi bir şekilde parçalanmaya gittiğini görmüş olacağız

Cumhurbaşkanı seçilmesiyle tamamen tek adam, Türkiye’nin tüm yönetiminin her kademesi tek adam tarafından yönetiliyor. Anayasa taslağıyla getirilmek istenilen başkanlık sistemi dedikleri, Türk tipi başkanlık sistemiyle fiiliyatta uyguladığı (OHAL) olağan üstü haldeki yetkilerinin tüm hepsini olağan üstü hal olmadan yasal olarak uygulamak istiyor. Hem siyasi ve ekonomik olarak dip noktaya gittiğini görüyoruz. Tek adam rejimi gerçekleşirse Türkiye’nin ciddi bir şekilde parçalanmaya gittiğini görmüş olacağız.

Refah getireceği atılımı hep beraber gerçekleştireceğiz

Tüm duyarlı aydın yurttaşlar ve CHP’si olarak buna geçit vermeyeceğimize inanıyoruz. 17 Nisan’da Türkiye yeniden demokrasiyi daha güçlendiren, tek adamlık ve başkanlık psikolojisinden kurtulan toplum haline kavuşacaktır. O günden sonra umarım bundan çıkan hayır sonucunda, bu tek adam kurtularak, topluma huzur ve refah getireceği atılımı hep beraber gerçekleştireceğiz.

%55 Hayır, % 45 Evet ile sonuçlanılacak

17 Nisan’da Türkiye Cumhurbaşkanlık referandum seçim sonucu %55 Hayır, % 45 Evet sonuçlanacağı, toplum içinde yaptığımız çalışmalarda kendini gösteriyor. Bunu da kendi anketlerinde gördükleri içinde korku ve baskı uyguluyorlar, ama toplum içinde ciddi bir sıkıntı yaratacağı iddialarıyla karşı karşıyayız. Bu toplumda yıllardır yaşarız, bir birimizin düşüncesine saygı göstererek, eksiklerimiz vardır, toplumun birbirinin düştüğü kaosta çıkılması kolay değildir. Hepimizin tüm unsurlarla bu topraklarda gözünü açmış ve büyümüştür.

%55 Hayır, % 45 Evet Türki’yi refaha ve yeniden Cumhuriyet ayarlarına dönülmüş olunacak. Aksi halde evetle sonuçlanmasında ülkenin gelinen noktada parçalanmayla birlikte Cumhurbaşkanın süreci tehlikeye girecektir. Tek kurtuluş hayır çıkmasıyla sonuçlanması Cumhurbaşkanı işine yarayacaktır. Âmâ buna Türk toplumu müsaade etmeyecek ve hayır diyecek. Bu hayırda aslında Tayyip Erdoğan’a yarayacak ve kazanan Türkiye olacak. AK Parti bir proje partisi olarak sona gelinmiştir.” Açıklama yapıldıktan sonra basınla karşılıklı konuşmalarla kahvaltı sonlandı.

Düzenlene kahvaltıya Bölge yerel basınla birlikte CHP Ümraniye ilçe başkan yardımcıları ve yöneticileri Velişan Yerli, İbrahim Yaycı, Aysun Şengül Uygur, Battal Özdamar, Turan Toptaş, Hüseyin Temel, Cemal Şahin katıldı.