Haberin Sesi Gazetesi

Divriği Kültür Derneği 1952 İstanbul Beyoğlu ilçesinde kurulan dernek merkezinde Danışma Meclisi toplantısına yerel yönetim ilgili belediye başkan adaylarıyla birlikte toplantı düzenledi.

 

 

Eyüp Sultan ilçe belediye başkan Adayı Emel Bilenoğlu, Beyoğlu ilçe Belediye başkan adayı Alper Taş, Avcılar ilçe Belediye başkan Adayı Turan Hançerli ve Şişli ilçe Belediye Başkan Adayı Muammer Keskin’i davet ederek, adayların projelerini açıklamaları devamında dernek başkanı Cafer Yıldız İstanbul için “ACİL KATILIMCI DEMOKRASİ” taleplerini dile getirerek, belediye başkanı seçildikten sonra unutulmaması konusunda ültimatom, deklarasyon,  manifestolarını basın aracılığı ile kamuoyuna açıklaması , belediye başkan adaylarıyla toplu fotoğraf çekilmesiyle program sonlanıldı.

 

 

Dr. Beyzade Özkahraman, “Devrimci, Demokrat, Yurtsever arkadaşlarımızla değişen yapısının ilk dernek başkanı oldum.”     

Divriği Dernek kuruluşundan bugüne Devrimci duruşu hakkındaki açıklamasında Dr. Beyzade Özkahraman, “1952’de kurulan derneğimiz bugün Türkiye’nin eski Sivil Toplum Kuruluşu olarak yaşamını sürdüren,1977’de yapılan genel kuruluyla beraber yapısında yapılan değişiklikler Devrimci, Demokrat, Yurtsever arkadaşlarımızla değişen yapısının ilk dernek başkanı oldum.      

O günden bugüne derneğimiz son derece aktif çalışan, Divriği’nin yöresel sorunlarıyla, Ülkenin siyasal sorunlarıyla birlikte dünyada gelişen olaylarla çatıdan ilgilenen, siyasal düşünen Devrimci, Demokrat yurtsever yapısını her zaman koruyan, sadece Divriğililerin değil bu duygu ve düşünceleri paylaşan tüm yurttaşlarımızın gönül verdiği bir dernek olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.”

 

 

“Divriğililer yapılacak olan bu seçimlerde mutlaka taraftır”

31 Mart’ta Ülkemizde yerel yönetim seçimleri yapılacaktır. Siyasetle yakından ilgilenen Divriğililer yapılacak olan bu seçimlerde mutlaka taraftır. Bu yönde de etkinliklerini göstereceklerdir. Bu ülkenin giderek şeriatın tek adam yönetimine teslim olmaması için bütün Divriğililerin ve Divriği dostlarının olabildiğince güçleriyle çalışmaları gerektiğini haklı gerekçemizin bilincindeyiz. Bugün çalışmalara katkı amacıyla CHP’ dört ilçesinde belediye başkan adaylarımız konuk olarak davet edilmiştir.”Açıklamalarını yaptı.

 

 

Cafer Yıldız, “1989 ve 1994 yıllarındaki aydınlık günleri şimdiden görmekteyiz.”

Siyasi beklentilerinin açıklamasında Divriği Kültür Dernek başkan Cafer Yıldız, “Gerçekte demokrasimizin bu kadar örselendiği dönem hiçbir zaman görülmemiştir. 1989 yılındaki gibi bir değişim olacakmış hissi var toplumda. 31 Mart bizler için büyük fırsat,1989 ve 1994 yıllarındaki aydınlık günleri şimdiden görmekteyiz.”

“31 Marttan sonra daha çok belediye kazanmış oluruz.”

Şişli belediyesinin Ayazağa’daki kültürel festival etkinliklerimizi yaptık, biz dileriz ki 31 Marttan sonra daha çok belediye kazanmış oluruz. Adaylarımızda seçim sürecinde çalışmalarda maksimum desteği sağlayacağız. Beyoğlu belediye başkan adayımız ve diğer başkan adaylarımıza ekstra destekler yapılacak.” Açıklamaları devamında deklarasyon  manifestolarını açıkladı.

 

 

Divriği Dernek başkan Cafer Yıldız deklarasyon  manifesto;

“Basına ve Kamuoyuna

Kentin sakinleri değil sahipleriyiz,

İstanbul için; “ACİL KATILIMCI DEMOKRASİ” talep ediyoruz.

Bu güzel ülkenin her bir köşesinde, doğduğumuz yerlerde yaşamımızı idame ettirebileceğimiz ekonomik potansiyeller varken, bilimle, sanatla, kültürle topyekun kalkınabileceğimiz imkânlarımız elimizdeyken, 1950’li yıllarda yönetime gelen sağcı ve emperyalizmle işbirlikçi iktidarlar eliyle,  emek sömürüsüne ve rant ekonomisine dayalı bir sistemin ucuz emek gücü olarak memleketlerimizden koparılarak İstanbul'a mecbur kılındık.

Türkiye yüzölçümünün % 1’i bile olmayan bir toprak parçasına % 22 nüfusla sıkıştırıldık. En fazla 8 milyon nüfusu taşıyabilecek bu kadim kent İstanbul, bugün 18 milyon nüfusa ulaşmış, kaosun hüküm sürdüğü bir beton yığını haline getirilmiştir. Bu kaos İstanbul'da yaşayan yurttaşlarımızı canından bezdirmiştir. Terk edip gitmek de mümkün değildir. Çünkü Anadolu’da yoksuldur ve bitirilmiştir.

İstanbul’da 1994 yılından 2019 yılına gelen süreçte 25 yıllık AKP yönetimi, kendilerinin de ifade ettiği şekli ile “İstanbul'a ihanet etmiştir”. Birçok medeniyeti bağrında barındırmış bu kadim kent, benzeri görülmemiş bir saldırıya maruz kalarak hoyratça talan edilmiştir. İstanbul'da yaşamak zulüm haline gelmiştir.

Önümüzdeki 31 Mart Yerel İdareler Seçimleri 1989'daki genel atmosferle benzerlik taşımaktadır. Köklü değişim olacağının güçlü emareleri vardır. Ancak bizler, sosyal demokrat belediyelerin birçoğunun çalışmalarına baktığımızda 1989'dan 1994'te geçen süreçteki hataların tekrarlama potansiyelini de görüyoruz. Bir 25 yıl daha bu zulme katlanmak istemiyoruz. Bu nedenle buradan çok güçlü bir şekilde uyarmak istiyoruz.  Hata yapmaya, bu kenti de bu halkı istismar etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bıçak kemiktedir. Belediyelerde yöneticilerin seçildikten sonra halka sırtını döndüğü sözde “temsili demokrasi” den,  artık doğrudan söz sahibi olacağımız gerçek “demokratik katılımcı demokrasiye” geçilmesini talep ediyoruz. Kentte söz sahibi olmak istiyoruz. Sokak temsilcilerinden, Mahalle meclislerine, Mahalle meclislerinden “güdümsüz” Kent konseylerine örgütlenerek bu kenti biz yöneteceğiz.

Belediye başkanlığına, meclis üyeliğine aday olanlardan, siyasi partilerden talebimizdir. Bu kente ve halkına ihanet etmeyin. Demokratik, doğrudan katılımcı sosyal bir belediyecilik anlayışını yaşama geçirin. Bulunduğunuz yerleri mevki ve makam olarak değil, kişisel ikballeriniz için değil, yandaşlarınıza ve siyasi yapılarınıza menfaat sağlamak için değil, içinde bulunduğumuz karanlıktan topyekûn çıkmak için mücadele verilen bir mevzi olarak görün. Halkı yönetime katın ve taleplerini dikkate alın.

Halkın kendini Yönetecek belediye başkanlarının belirlenmesinde söz sahibi olmaması, başarısız belediye başkanları  üretmektedir. Önümüze tepeden inme konulan birçok aday vicdanlarımızda derin yaralar açmıştır. Ancak şu süreçte bunu tartışacak durumda değiliz. Ama sabrımız kalmadı. Kişisel menfaatleri için, aday gösterilmedikleri Parti'den istifa ederek, Truva partilerinden iktidara Truva atı olanlara da bir çift sözümüz var. 25 yıldır aynı oyun tezgâhlanıyor ve oynanıyor. Ve sizler bu oyunun piyonu olarak her seferinde sahaya sürülüyorsunuz. Ülke kaybediyor, kentlerimiz kaybediyor, geleceğimiz kararıyor. Yetti artık. Bıçak kemikte. Kişisel menfaatlerini toplum yararı önünde tutanlar, artık çekilin bu kirli oyundan.

Bugün, kentlerimizin ve toplumun yerel seçimlerde, her zamankinden daha çok, “toplumcu demokratik ve halkçı bir yerel yönetim” anlayışına ihtiyacı vardır. Bu anlayış, katılımcılığın önünü açan, toplumun değişik kesimlerine, karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan politika ve uygulamaların hayata geçirilmesidir.

Divriğililer olarak, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin  (TMMOB) Yerel Yönetimler Seçim Bildirgesindeki talepleri, talebimiz olarak kamuoyuna deklare ediyoruz.

• Özerk-Demokratik-Etkin Yerel Yönetim İstiyoruz
• Halkçı, Toplumcu, Katılımcı Yerel Yönetimlerde Kentin Sakini Değil, Sahibi Olmak İstiyoruz
• Etkin Kentsel Hizmet Üretimi İstiyoruz
• Kamu Yararı Odaklı Kent Planlaması İstiyoruz
• İnsanlık Onuruna Yaraşır Sağlıklı Bir Çevrede Yaşamak İstiyoruz
• Nitelikli, Erişilebilir ve Herkes İçin Sağlık İstiyoruz
• Sağlıklı, Erişilebilir ve Güvenli Gıda Hakkımızı İstiyoruz
• Güvenli ve Sağlıklı Barınma Hakkı İçin Rant Odaklı Olmayan Kentsel Dönüşüm İstiyoruz
• Güvenli Yaşam Hakkımızı İstiyoruz
• Kent İçi Ulaşım Sorunlarının Çözülmesini İstiyoruz
• Kentlerde Enerji Verimliliği Esasına Dayalı Enerji Yönetimi İstiyoruz

• Doğal ve Kültürel Mirasın ve Kent Kimliğinin Korunmasını İstiyoruz
• Kadınların, Çocukların, Engellilerin, Yaşlı ve Yoksunların Toplumsal Yaşama Tam ve Eşit Yurttaşlar Olarak Katılımı İçin Engelsiz Kent Ortamları İstiyoruz
• Şeffaf ve Denetime Açık Yerel Yönetimler İstiyoruz
• Kent Suçlarından Arındırılmış Kentler İstiyoruz
• Nitelikli Hizmet Üreten Yerel Yönetimler İstiyoruz
• Kent Paydaşlarımız Olan Diğer Canlılar İçin Bir Arada Yaşayabileceğimiz Güvenli Sağlıklı ve Yeterli Kent Ortamları istiyoruz.

Bu vesile ile yüreğinde yurtseverlik ve demokrasiyi içselleştirmiş olan her bir Divriğilinin 31 Mart’a giden süreçte yaşanılabilir bir İstanbul için mücadele edeceğini, 31 Mart’tan sonra da kentine ve yaşamına sahip çıkacağını kamuoyuna deklare ederiz.” Açıkladı.

 

 

Emel Bilenoğlu, “Eyüp Sultan ilçesinde son 20 yılda hiçbir şey yapılmamıştır.”

Eyüp Sultan ilçe belediye başkan Adayı Emel Bilenoğlu, “2010 Yılından bugüne CHP Eyüp Sultan ilçesinde yerelde çalışmalar yapmaktayım. Anne tarafında Boşnak kızıyım, baba tarafından Çorum’luyum, Tarihi kültürü zengin ülke kültüründe iki kültürle büyüdüm. Annem Boşnakça konuşurdu ama söylediği iki türkü Ordu’nun dereleri,Sivas dan sarardım ve sarardım başlayan türkülerimizle büyüdüm.İşte Türk olmak ve burada yaşamak, ülkenin parçası olmak güzel olgudur. İşte içimizde güzel bileşenler bizleri aynı noktada görev yapmaya davet ediyor.

Eyüp Sultanda görev yapma noktasında belediye başkan adayı olarak aday olmamda ki neden; iktidar yanlısı seçmenleri çoğunlukla ziyaret süreçlerimizde bizlere söyledikleri Eyüp Sultan ilçesinde son 20 yılda hiçbir şey yapılmamıştır.

“İki kuşak birbirlerini tanımayan ilçe haline geldi.”

Tarihi kültürel zengin surlarla çevrili olan tarihi şirin ilçe kırsalda yaşayan köy gibi mahrumiyet içerisinde bırakılan ilçe kent yönetimiyle değilde küçük köy gibi yönetilmekteyiz. Yollar kötü, elektrik direkleri sağlıklı değil, engeli yaşama dair hiç bir şey yok. Gençlerimiz işsiz, kentsel dönüşüm altında insanlarımız mağduriyet yaşatılarak, ellerinden alınmak isteniliyor. İki kuşak birbirlerini tanımayan ilçe haline geldi.

 

 

“Bu mücadeleye kadın arkadaşlar katılarak destek olmanızı istiyorum.”

İstanbul’un 39 ilçesinde tek kadın belediye başkan adayı olarak bütün kadınlarımızın birlikte çalışmalarını istiyorum. Kadın arkadaşlarım Eyüp Sultanda seçimi alamazsam, beş yıl sonra kadın adayların daha fazla olacağını düşünüyorum. Bu mücadeleye kadın arkadaşlar katılarak destek olmanızı istiyorum. Her alanda yerinde çözümle kentsel dönüşüm olarak 2B Barış projemiz, işsizliği önleyici projelerimiz, sokaklarımızda sosyal dokularda yaşam alanlarıyla birlikte engelli yurttaşlarımız ve yaşlı büyüklerimizin rahat yürüyebilecekleri kaldırımlar ve yollarımız sağlıklı hale getirilecektir.”Açıklamalarını yaptı.

 

 

Alper Taş,“Meclisleşme, komiteleşme bizim devrimci mücadelemiz geleneğinde bu kavramların çok önemi ve anlamlı özeliği var.”

CHP Beyoğlu ilçe Belediye başkan adayı Alper Taş, “Danışma meclisleri, komiteler, Devrimci geleneği olan ilçe, bizim düşüncelerimize yapancı değil. Meclisleşme, komiteleşme bizim devrimci mücadelemiz geleneğinde bu kavramların çok önemi ve anlamlı özeliği var. Maalesef içi boşaltılmış ve tüketilmiş kavramlar. Bizim aslında yapmak istediğimiz Beyoğlu’nda içini doldurmak.

AKP ve MHP Faşizmine karşı en azında Beyoğlu’nda direnç olabileceğimizi gördük.

Bizim adaylığımızın iki anlamı var. Ben Sosyalistim, CHP ‘si Sosyal demokrat parti Türkiye’nin içinden geçtiği bu süreçte AKP ve MHP Faşizmine karşı sosyalistler ve sosyal demokratların geçmiş tarihte rekabetine dayanmadan bugünü Türkiye gerçekliğinde içerisinde ortak mücadele zemini geliştirme konusunda Beyoğlu’nda arkadaşlarımızla birlikte yapılan toplantılarda toplantılar neticesinde karar verdim.  AKP ve MHP Faşizmine karşı en azında Beyoğlu’nda direnç olabileceğimizi gördük.

Türkiye’ye ve İstanbul’a örnek yaratmak istiyoruz.

Bizim yerel yönetim anlayışımız iki ana hedefi var. Bir rüyamız ve fikrimiz, tarihimiz var. Bugünün Türkiyesinde yaşama geçirebilirmiyiz. Bunun için bazı arkadaşlarımızla birlikte Türkiye’ye ve İstanbul’a örnek yaratmak istiyoruz. Bu örnek yaratma anlayışı demokrasi anlayışına tekabül ediyor. Burjuva siyasi anlayış halkı yönetmeyin tasarrufu

Halkı nasıl yöneteceğine dair kafa yorar.

 

 

Bu pramiti tersine çevireceğiz. En tepede halk olacak, aşağıda başkan ve belediye meclis üyeleri olacak.

Bizim siyaset tarzımız ve siyasal anlayışımız halkı yönetme değil, halkın söz, yetki, karar anlayışına dayanır. Yerel yönetimlerin demokratikleşmesi doğrultusunda pramiti olarak tarif ediyoruz. Pramitin en tepesinde yerel yönetimler mantığında belediye başkanı ve yanında da belediye meclis üyeleri, halk aşağıdadır. Bu pramiti tersine çevireceğiz. En tepede halk olacak, aşağıda başkan ve belediye meclis üyeleri olacak.

Biz halkın çıkarlarına göre kamusal hale dönüştüreceğiz.

Beyoğlu’nda 45 Mahallede Sokak ve mahalle temsilcileriyle ve yurttaşlarımızla birlikte yerinde mahalle sorumlularıyla birlikte kararlar alarak yönetmek bizlerin sorumluğudur.

Diğer partiler gibi mega ve çılgın proje gibi vaatlerle mega, çılgın projeler yarışına asla girmeyeceğiz. Bunlar İstanbul’u, kenti kent olmaktan çıkaran ve batıran işlerdir. Bizlerin çalışmalarda küçük samimi dokunuşlar olacak. İstanbul da samimi dokunuşlara ihtiyaç vardır. Demokrasi anlayışını 45 mahalle 70 mahalle meclisleriyle Beyoğlu’nu hakla beraber yönetme vaadinin ötesininde bir vaat yarışına girmeyeceğiz.

Bizim yönetim anlayışında halkın yoğun hizmetlerin kamusal hizmet nitelikleri halk ve toplum lehine olmasıdır. Bugünkü yerel yönetimler rant ve sermaye biriktirme alanıdır. Kamusal değerleri ortadan kaldırılmıştır. Biz yerel yönetimi halkın çıkarlarına göre kamusal hale dönüştüreceğiz.

Hep birlikte çalışarak kazanacağız, birlikte yöneteceğiz.       

Biz Beyoğlunda çalışmalarımızı iki bölüme ayırıyoruz. Sermaye takimine karşı kentin dokusuyla birlikte yaşayan halkı, ezileni koruyacağız.

Emek ve sermaye arasında bir uzlaşma, bu konuda ayrışma değil kenti yanında durma konusunda politikamızla kararlıyız.

Beyoğlu’nun kimlikleriyle, kültürleriyle, inançlarıyla, değişik gelenekleriyle, Bizans’dan, Osmanlı’dan modern Cumhuriyet sonrasından tarihsel dokuya, bir gökkuşağına kayıp kentin AKP iktidarı döneminde gökkuşağı renkleri soldurmuştur. İnsanlar kamplaştırılarak birbirlerinin karşılarına konumlaştırılmıştır. Biz kimlikler, kültürler ve inançlar konusunda birleştirici olacağız. Hep birlikte çalışarak kazanacağız, birlikte yöneteceğiz.” Açıklamalarını yaptı.  

CHP Avcılar ilçe Belediye başkan Adayı Av. Turan Hançerli 1993 yılında geçirdiği bir kazadan sonra iki kolunda da protez kullanmaktadır. %95 oranında engelli olan kollarını protez kol kullanarak aktif bir şekilde kabiliyet göstermektedir. İyi derecede İngilizce, orta derecede ise Almanca dillerine hakimdir.  CHP Avcılar Belediyesi İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı görevini üstlenen Turan Hançerli, 2014 yerel seçimlerinde belediye meclis üyesi seçilmiştir.  Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkan Yardımcılığı görevini de ayriyeten yürütmektedir.  

 

 

Av. Turan Hançerli, “Türkiye’de siyasete güven yok.”

Sivil toplum kuruluşundan siyasete atılarak yeni bakış acısı projelerini açıklamasında CHP Avcılar ilçe Belediye başkan Adayı Av. Turan Hançerli, “ Ülkemizde seçimleri çokça konuşuyoruz. Demokrasinin olduğu ülkelerde biraz az konuşulmakta, siyasete güven var. Türkiye’de siyasete güven yok. Siyaset çok konuşuyoruz ama ilgi ve mücadele az.

Türkiye devleti Van depremi sonrasında bağış kampanyası toplamayı hissetti.

STK’ da kendi emeğiniz ve öz kaynak kullanılarak hizmetler yapılmakta. STK’ da temiz enerji var. Siyasette ve yerel yönetimde kamu kaynaklarının ortak bütçesi kullanılmakta. Kimler tarafında yöneticiler tarafından. STK’ da kendi cebinden harcamak zorunluysa, siyasette her halde kamu kaynaklarını carcur edilmesi, kamu kaynaklarını kişisel menfayetlere aktarılması, kamu kaynaklarını yandaşa aktarılması, utanılacak slogan halde kamuoyunca görülmekte. Bir tarafta büyük enerji var. Van depreminde gördük, Türkiye devleti Van depremi sonrasında bağış kampanyası toplamayı hissetti. Sivil toplum iyi temiz enerji artı. Sivil toplumdaki temiz enerjiyi ülke siyasetine el koymasa Türkiye’nin, İstanbul’un, Avcılar’ın Dünyanın geleceği iyi olmaz.

 

 

Güzel insanlar olarak çıkarız, ama güzel insan olarak kalamayabiliriz.

Sizler bizim yanımızda seçim öncesi yanımızdasınız, seçimi aldıktan sonrada ısrarla denetleyerek, yanlış yola gitmemizi ve yanlış adamların çevremizi sarmasını engelleyerek, aktif siyasete katılmanız çok değerlidir. Güzel insanlar olarak çıkarız, ama güzel insan olarak kalamayabiliriz. Bu güzellikte kalabilmek için şimdiden bizlerin yanında olmanız, çevremizde ve birlikte olmanızı teklif ediyorum.”Açıklamasını yaptı.

 

 

Muammer Keskin, “Şişlide tekrar CHP’si kazanacaktır.”

Şişli ilçe Belediye Başkan Adayı Muammer Keskin, “Hepimiz Anadolu’nun bir köşesinden buralara farklı nedenlerle gelmişiz, ortak amacımız var, ailemizin geleceği için daha çağdaş yaşayalım diye bu kentte yaşamaktayız.

Seçim çalışmalarımız sürecinde saha çalışmalarımızda sadece AKP ile değil uzantılarıyla da uğraşmaktayız.

Bizim yasal adaylığımız açıklanması öncesinden vatandaş altı aydır çalışıyor. Ben zengin değilim gönlüm zengin. Ekonomik olarak devasal gücün karşısında mücadele veriyoruz. Bizler halkımıza bizlere ve partimize olan güvenini sıcaklılığını saha çalışmalarında görmekteyiz. Şişlide tekrar CHP’si kazanacaktır. Bir sabah uyanacaksınız her tarafta CHP pankartlarımız olacak.

 

 

Bizim sloganımız temiz Şişli. Bizi diğerlerinden ayıran da bu oldu. Yakında yapacağımız lansmanda tüm projelerimizi anlatacağım. Şişli’de başka dünyaya bakmak için CHP Şişli’de Muammer Keskin seçildiğinde Şişli’ye ve Türkiye’ye Şişli halkımızla birlikte yeni bir tarih yazacağız. İstanbul’u almamızda katkı sağlayarak yeniden birlikte yapılandıracağız. Belediye rutin işleri yapan olmayacak kültürüyle sanatı Demokratik kitle örgütleriyle birlikte beraber yöneteceğiz.” Açıklamalarını yaptı.

Dernek katılımcıların adaylara soru sormalarıyla birlikte konuşmalarla toplantı sonlandı.