facebook twitter googleplus
Üretken İnsanlar Üretken İnsanlar
Bir Hint masalına göre; kedi korkusundan, sürekli endişe içinde yaşayan bir fare varmış. Büyücünün biri fareye acımış ve onu kediye dönüştürmüş. Fare, kedi olmaktan mutlu olacağı yerde b
 Bir Hint masalına göre; kedi korkusundan, sürekli endişe içinde yaşayan bir fare varmış. Büyücünün biri fareye acımış ve onu kediye dönüştürmüş. Fare, kedi olmaktan mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlamış. Bunun üzerine büyücü, fareyi kaplana dönüştürmüş. Kaplan olan fare, bu kez de avcıdan korkmaya başlamış. Büyücü bakmış ki ne yaparsa yapsın, farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürmüş ve “Sen cesaretsiz korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.” Demiş.

İnsan en çokta çaresizlik içinde kıvranırken dışa vuruyor korkusunu. Olaylara, insanlara, kayıplara karşı hissedilen güçsüzlük yanında birde bilinmeze karşı duyulan kaygı sebep oluyor korkulara. Zamanla da korktuklarımızın esiri oluyoruz. Korkuyu yenmenin en iyi yolunun “inanmak” olduğunu düşünüyorum. Burada önemli olan “neye, nasıl” inandığımızdan çok, inancımızın samimiyeti ve kuvvetidir.  

Shakespeare bu konuda şöyle diyor.

İnsanların çoğu;

Sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için.

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

 

Anlaşılan şu ki; yapmadığımız, denemediğimiz, bilmediğimiz en önemlisi de kendimizi tanımadığımız için korkuyoruz. Kaybedeceklerimize endişe duyduğumuz için korkuyoruz. Ölümle sonlanan yaşamdan korkuyoruz. Oysa korkuyu yenecek güç, ulaşamadığımız “ÖZ’dedir.” Ona yaklaştıkça korkular, kaygılar azalır. Zira güç görünüşle, parayla ya da bir başkasına güvenmekle elde edilemez. Herkes gücü kendi yüreğinde hisseder. Bunun adı cesarettir. Cesaretimiz kadar özgür, korkusuz, korkularımız kadar da esareti yaşarız bu hayatta. Cesaret en büyük dayanaktır yaşam yolunda. Çıkmaz sokaklar açılır bir bir karanlıktan aydınlığa. Cesaret; bilinenden, bilinmeyene doğru yapılan yolculuktur ve orada korku yoğundur. Cesur insan korkuyu en iyi bilendir. Zira o korkularını bir kenara bırakıp ileri adım atandır.

Esiri olduğumuz korkular, bilinmeyenin gölgesidir. Gölgede yaşamak da bir tercihtir elbette lakin bilinmeyenle yapılan yolculuğun verdiği heyecan, insanı güçlü kılar, zekâsını keskinleştirir. Bu güç ve keskinleşen zekâ “hayatın sıkıntılarla dolu bir korku tüneli değil, keyfine varılması gereken macera” olduğunu anlamamızı sağlar.

Denemeden korkuyu, korkmadan esareti yok edemeyiz. Burada önemli olan atacağımız ilk adımlardır. Hepimiz kendi hayatımızın kahramanı olabiliriz.  İhtiyacımız olan tek şey cesaret o da yüreklerimizde belki de bir kıvılcım bekliyor…

Yorum Yaz
Bu habere hiç yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

VİDEO GALERİ



YAZARLAR

  • Alptekin DaşargölAlptekin DaşargölTest
  • Üretken İnsanlarÜretken İnsanlarBir Dünya Yaratır Kadın
  • Özcan SaralÖzcan SaralCemaatin Vurucu Timi
  • Nurcan CanpulatNurcan CanpulatSiyaset ve sektörel gözlem
Alptekin DaşargölTest

FOTO GALERİ

Kapat