facebook twitter googleplus
Üretken İnsanlar Üretken İnsanlar
Merak, bilim için kullanılırsa üretkenliğe dönüşür; dedikodu için kullanılırsa yaşamların kararmasına yol açabilir. Tercih konusunda tamamıyla özgürüz ancak unutmamak gerekir ki, tercihimizi ne y

Sizlerle, küçük bir kıvılcımla başlayan mahalle dedikodusunun, dört günahsız insanın hayatına nasıl mal olduğu ile ilgili hazin bir yaşam öyküsünü paylaşmak istiyorum.

Düğünden sonra beyaz gelinliğiyle evine gelen güzel gelin, komşuları tarafından alkışlarla karşılanıyor. Cana yakınlığıyla kısa zamanda kendini komşularına sevdiriyor. Ancak işlerinin yoğunluğu nedeniyle ayaküstü muhabbetinin dışında pek fazla görüşemiyorlar. Bu mesafe, yaşamlarına dair durum bilgisi alamayan komşularının hiç hoşuna gitmiyor.

Bir sene sonra üniversiteyi kazanan kaynının, yanlarına yerleşmesi ise komşuların merakını iyice arttırıyor. Hele de iş nedeniyle kocanın sık sık yurt dışına çıkması, dedikoduların başlamasına sebep oluyor. Birkaç ay sonra gelinin hamile olduğunu duyan komşular arasında;

 “Kocası sürekli yurt dışında, bu da ne hamileliği canım” diye söylentiler çığ gibi büyüyor.

Ve eve gelip giderken kinayeli bakışlara, ortaya söylenen laflara maruz kalıyorlar. Bu durumu, her ne kadar komşularının cehaletine yorsalar da yine de oradan taşınmaları kaçınılmaz oluyor. Ta ki bebek doğana kadar her şey yolunda gidiyor. Ne zaman ki bebeği görmeye gelenlerin;

 “Ah ne tatlı bir bebek aynı amcası” diye benzetme yapmaları ile şüphe illeti de kocanın da beynini kemirmeye başlıyor.

Sorgulamalar, kavgalar, yapılan testin sonucu bile kocanın ikna olmasına yetmiyor. O güzel yuva bir anda zindana dönüşüyor. Beynini kemiren şüpheye yenik düşen koca, bir gün eline silahı alıp üç günahsız insanın canına kıyıyor. Girdiği şokun etkisiyle, kendi elleri ile yok ettiği sevdiklerinin yanına gitmek için, kendini de balkondan aşağıya atıyor.

Her iki tarafında cehaletinden kaynaklandığını düşünmek istediğim bu hazin son, bu olaya sebep olan komşuların merakını giderdi mi?

Yoksa vicdanlarını mı sızlattı? Bilemiyorum.

Ayrıca bir ömür boyu o dört günahsız insanın vebalini, günahını nasıl taşıyacaklar, bu ağır yükün hesabını nasıl verecekler daha da önemlisi sebep oldukları vahşetin farkındalar mı?   

Hemen hemen her gün gazetelerde, televizyon kanallarında bunun gibi bir sürü haber yayınlanıyor. Bunlar sadece haber olanlar, ya haber olmayan diğerleri. Küçük fısıltılarla başlayan dedikoduların kararttığı hayatları, yok olan insanları şüphesiz üzülerek duyuyoruz, görüyoruz. Ancak bu olayların sürekliliği karşısında, yaşananlardan yeterince ders almadığımızı düşünüyorum.  

Belki bir çıkar için belki can yakmak için belki de bilinçsizce yapılan bu davranış, nasıl hoş görülür? Bilemem. Zira doğruluğundan emin olunmadan atılan iftira, yapılan karalama ya da masumca paylaşılan bir sırrın ortaya dökülmesi sonucu insanların zarar görmesi, mazeret de kabul etmez.

İnanıyorum ki, her konuda olduğu gibi bu konuda da yapacağımız duygudaşlık, dedikodu ve buna benzer birçok kötü davranışın yok olmasını sağlayacaktır.

“Boş insan zamanın değerini bilmez. Boş insan tekâmülün önemini de bilmez. Eğer bunları bilseydi, zamanını insanların zarar görmesini sağlayan dedikodularla değil, insanlığını geliştirmek için harcardı.”

Yorum Yaz
Bu habere hiç yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

VİDEO GALERİ



YAZARLAR

  • Alptekin DaşargölAlptekin DaşargölTest
  • Üretken İnsanlarÜretken İnsanlarBir Dünya Yaratır Kadın
  • Özcan SaralÖzcan SaralCemaatin Vurucu Timi
  • Nurcan CanpulatNurcan CanpulatSiyaset ve sektörel gözlem
Alptekin DaşargölTest

FOTO GALERİ

Kapat